
Barajlar Kuruyor, Uyarı Değil Gerçek: Bursa’da Doluluk %1’in altına kadar indi
Su, yaşamın temel kaynağı. Ancak günümüzde bu kaynağın geleceği hiç olmadığı kadar belirsiz. Türkiye genelinde baraj doluluk oranları düşerken, Bursa’da oran %1’in altına kadar geriledi.
Bu rakam, artık sadece bir çevresel veri değil; tarımdan sanayiye, içme suyundan ekosistem dengesine kadar tüm yaşam alanlarımızı tehdit eden bir kriz göstergesi.
Yağış rejimindeki değişiklikler, hızlı kentleşme, üretim artışı ve kontrolsüz su kullanımı, su döngüsünü geri dönülmesi zor bir noktaya taşıyor. Bursa gibi üretim yoğun şehirlerde su talebi her geçen gün artarken, kaynakların yenilenme hızı aynı oranda artmıyor.
Su Kullanımının Büyük Paydaşları
Kamuoyundaki tartışmalarda genellikle “bireysel kullanım” öne çıkıyor. Oysa suyun en büyük kısmı, tarım, tekstil ve endüstriyel üretim gibi alanlarda tüketiliyor. Fabrikalar, üretim tesisleri ve geniş tarım arazileri, günlük su ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılıyor.
Bu nedenle su krizini tartışırken, yalnızca bireysel kullanım değil, tüm üretim süreçlerinin ve sektörlerin su talebi de dikkate alınmalı. Böylece konu geniş bir perspektiften ele alınmış olur ve çözüm yolları daha etkili bir şekilde değerlendirilebilir.
Su ve Ekosistem Hizmetleri
Bugün aslında sadece suyu değil, suya bağlı ekosistem hizmetlerini de kullanıyoruz. Yeraltı ve yüzey su rezervleri, üretim ve iş süreçleri aracılığıyla yerel ve küresel ölçekte etkileniyor. Bu görünmeyen kullanımın maliyeti yalnızca finansal değil; sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik açısından da oldukça yüksek.
Her bir damla su, toprağın verimliliğini, biyoçeşitliliği, iklim dengesini ve geleceğin yaşam kalitesini temsil ediyor. Bu nedenle suyu sadece ekonomik bir girdi olarak görmek, uzun vadede hem ekolojik hem de toplumsal kırılmalara yol açıyor.
Çözüm Yolu: Sektörler ve Su Yönetimi
Su krizinin çözümü, yalnızca bireysel tasarruflarla sınırlı değil. Bursa gibi üretim merkezlerinde tüm sektörlerin su yönetimini yeniden ele alması gerekiyor.
Bu bağlamda yürürlüğe girecek olan Su Verimliliği Yönetmeliği, özellikle sanayi ve tarım işletmeleri için önemli bir adım olacak.
Ancak mevzuat kadar, şeffaf veri paylaşımı, su ayak izi hesaplamaları ve sektörel iş birliği de hayati önemde.
Tüm üretim süreçlerinde su verimliliği ve sürdürülebilir kullanım önceliklendirilirse, kaynakların korunması mümkün olacak.
Endüstride Her Çalışan Su Kullanımında Rol Alabilir
Su verimliliği sadece yönetmeliklerle veya büyük tesis yatırımlarıyla sağlanmıyor. Her çalışan, günlük iş süreçlerinde su kullanımını gözden geçirerek katkıda bulunabilir.
- Üretim sırasında su tasarrufu sağlamak
- Sızıntıları ve israfı fark edip raporlamak
- Alternatif ve yeniden kullanım yöntemlerini önermek
Bu küçük ama etkili adımlar, tesis genelinde su kullanımının azaltılmasına büyük katkı sağlar ve her çalışanın sürdürülebilirliğe doğrudan dahil olmasını mümkün kılar.
Güncel Baraj Durumunu Takip Edin
Bursa’daki baraj doluluk oranları hızla değişiyor! Güncel verileri görmek ve su kaynaklarının durumunu takip etmek için BUSKİ’nin resmi baraj takip sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Bu sayede hem bireysel hem de toplumsal farkındalığı artırabilir ve su tasarrufu konusunda daha bilinçli adımlar atabilirsiniz.
Bireysel Duyarlılık: Her Damla Önemli
Küresel düzeyde su krizine karşı politika ve yatırımlar belirlenirken, yerel ölçekte bireysel farkındalık da büyük rol oynuyor. Musluğu kapatmak, sızıntıyı onarmak, yeniden kullanım yollarını aramak… Küçük görünen bu adımlar, binlerce kişi tarafından atıldığında büyük bir fark yaratabiliyor.
Çünkü artık her damla, sadece geleceği değil, bugünü de şekillendiriyor.
Su kıtlığı artık “uzaktaki bir ihtimal” değil; kapımızın eşiğinde duran bir gerçek.
Son Söz
Bursa bugün susuzluğun eşiğinde duruyor. Ancak bu tabloyu değiştirmek hâlâ mümkün. Şeffaf veri yönetimi, sektörler arası iş birliği, akıllı su teknolojileri ve bilinçli tüketim kültürüyle, su krizini fırsata dönüştürmek elimizde.
Belki bir baraj dolusu suyu tek başımıza kurtaramayız ama birlikte bir geleceği yeniden inşa edebiliriz.
Yazan: Yeşilova Holding Sürdürülebilirlik Yöneticisi Eda Çetintaş
