Alüminyum, yeni nesil araçların temel taşı olacak
Alüminyum, yeni nesil araçların temel taşı olacak

Alüminyum, yeni nesil araçların temel taşı olacak

Avrupa otomotiv endüstrisi son 15-20 yılda sessiz ama çok derin bir dönüşümden geçiyor. Elektrikli araçlara hızla yöneliş, sıkılaşan CO₂ regülasyonları ve tedarik zincirindeki küresel kırılmalar, araç mimarisinin neredeyse her parçasını yeniden tanımlıyor. Bu dönüşümün merkezinde ise çoğu zaman gözden kaçan ama geleceğin mobilitesini belirleyen kritik bir malzeme var: Alüminyum.

European Aluminium için Ducker Carlisle tarafından hazırlanan kapsamlı çalışma, 2006-2030 arasında Avrupa’da üretilen binek araçlardaki alüminyum kullanımının nasıl ve neden hızla arttığını ortaya koyuyor.

Araştırma, EU27 ve Birleşik Krallık sınırları içinde üretilen tüm binek araç segmentlerini kapsıyor. Sedan, SUV, hatchback ayrımı olmaksızın içten yanmalı, hibrit ve tam elektrikli modeller birlikte değerlendiriliyor. Bu geniş bakış açısı, otomotivdeki dönüşümün aslında temel bir malzeme değişimi olduğunu çok net gösteriyor. Artık soru ‘Kaç araç üretiliyor?’dan çok “Bu araçların içinde hangi malzemeler ne kadar kullanılıyor?” noktasına kaymış durumda.

Veriler, alüminyumun neden bu kadar kritik hale geldiğini açıkça ortaya koyuyor. 2006 yılında ortalama bir binek araçta 121 kg olan alüminyum içeriği, 2024’te 225 kg’a yükselmiş durumda. 2030 projeksiyonu ise 256 kg. Yani araç başına alüminyum miktarı yaklaşık iki katına çıkıyor. Üstelik bu artış, araç üretim adetlerinin Covid-19, çip krizi ve enerji maliyetleri nedeniyle hâlâ baskı altında olduğu bir dönemde gerçekleşiyor. Adetler düşse bile alüminyum kullanımı artmaya devam ediyor; çünkü elektrifikasyon her modelde daha fazla alüminyum gerektiren yepyeni bir mimari ortaya çıkarıyor.

Bu artışın merkezinde batarya elektrikli araçlar var. AB’nin sıkı CO₂ regülasyonları, üreticileri yüksek hacimli BEV stratejilerine yönlendiriyor. 2026’da elektrikli araçların üretimde %30’un üzerine, 2030’da ise %60 seviyesine çıkacağı öngörülüyor. Yeni elektrikli modellerin önemli kısmı C, D ve E segmentinde, yani hem daha büyük hem daha donanımlı araçlar. Bu da alüminyum yoğunluğunu doğal olarak artırıyor. Araştırmanın en dikkat çekici bulgularından biri, EV’ye özel parçaların araç başına alüminyum kullanımındaki büyümenin ana kaynağı haline gelmesi. Batarya muhafazaları, ısıl yönetim plakaları, e-drive kasaları ve balistik koruma yapıları gibi yeni bileşenler tek başına 50 kg’ın üzerinde ek alüminyum talebi yaratıyor.

Üretim teknolojisi açısından bakıldığında döküm parçalar hâlâ en büyük paya sahip. Çalışmanın verilerine göre döküm alüminyum, 2022’de araç başına yaklaşık 123 kg’lık bir kullanım sağlıyor ve bu miktarın 2030’a kadar daha da artması bekleniyor. Sac ürünlerde, özellikle gövde panelleri ve yapısal sheet bileşenlerinde anlamlı bir yükseliş var. Ekstrüzyon profiller ise EV mimarisinin yükselişiyle birlikte daha stratejik bir alan haline geliyor. Şasi elemanları, batarya taşıyıcı profiller, fren ve termal yönetim bileşenleri gibi kritik noktalarda kesit tasarımının optimize edilebilmesi nedeniyle ekstrüzyon alüminyum daha fazla tercih ediliyor.

Segment bazındaki analiz de benzer bir tablo çiziyor. Araç boyutu büyüdükçe alüminyum kullanımı artıyor. A segmenti sınırlı bir kullanım gösterirken C ve D segmenti bu artışın en belirgin olduğu sınıflar. Premium E–F segmentinde ise alüminyum içeriği 300–500 kg bandına kadar çıkabiliyor. Buna rağmen Avrupa pazarının asıl omurgasını oluşturan B ve C segmentleri hem yüksek adetleri hem de alüminyum kullanımındaki hızlı büyüme sayesinde stratejik önem taşıyor.

Tüm bu teknik ve yapısal değişimlerin üzerine sürdürülebilirlik beklentileri eklendiğinde alüminyumun neden vazgeçilmez hale geldiği daha da açık görülüyor. Artık sadece “hafif olsun” ya da “yüksek dayanım sağlasın” gibi kriterler yeterli değil. OEM’ler ve tedarikçiler, düşük karbonlu birincil alüminyum, yüksek geri dönüşüm içeriği, kapalı devre hurda yönetimi ve döngüsel ekonomi uygulamalarını zorunlu KPI’lar olarak değerlendiriyor. Dolayısıyla malzemenin üretim şekli ve karbon ayak izi, teknik performans kadar belirleyici hâle geliyor.

Sonuç olarak, Avrupa’da elektrikli araçlara geçiş yalnızca güç aktarma mimarisini değil, otomotivde kullanılan malzeme paradigmasını da değiştiriyor. Araç başına alüminyum içeriği hızla artıyor; özellikle batarya yapıları, termal yönetim bileşenleri, e-drive muhafazaları ve büyük dökümler alüminyumun değerini daha da yukarı çekiyor. Bu tablo, alüminyum üreten ve işleyen şirketler için önemli bir büyüme potansiyeli yaratırken, aynı zamanda daha akıllı kesit tasarımı, doğru alaşım seçimi ve sürdürülebilir üretim konusunda güçlü bir rekabet alanı oluşturuyor. 2030’a doğru ilerlerken, yeni nesil elektrikli araç platformlarının temel taşı olacak malzemenin alüminyum olduğu gerçeği her zamankinden daha net şekilde karşımıza çıkıyor.

Yazan: Yeşilova Ar-Ge Ürün Geliştirme Mühendisi İrem Ece Kaçar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir